Levent Yüksel'in
kendi ağzından Posta gazetesinin röportajında anlattıkları.

26 ağustos 2001 pazar günü
posta gazetesinde Levent Yüksel'e ölüm hakkında
sorulan soru ve cevapları.

Levent Yüksel:
Beynime virüs girdiğinde 2 gün yattım.Ben o iki günü
20 saniye olarak hatırlıyorum.Şu andan itibaren
anlatacağıma ister "halüsilasyon"deyin ister
başka şey;ben o kadar mutluydum ki anlatamam.

Beyaz ışığı gördünüz
mü?

Gördüm.O beyaz
ışığa doğru yükselirken bütün yükler,dertler herşey
omuzumdan inmişti.Annem mi ağlar arkamdan?..Karım mı?..Sezen
Aksu ne olur?..Hiçbiri umrumda değildi.O kadar büyük
bir mtluluk içindeydim ki yukarıya doğru çıkarken,tarif
edemem.Hayatım boyunca yaşadığım bütün mutlulukları
çarpın.Öyle birşey.

Başka neler
oldu?

Kimseyi
umursamıyorsunuz.O beyaz ışık o kadar cazipti ki inanılamayacak
kadar mutluydum.

Nasıl geri
geldiniz?

Tam yükseliyordum,15.
saniyede bir el geldi.Dönüp bakmaya çalıştım,ama yüzünü
göremedim."Senin daha görevin bitmedi"dedi ve
ben gözlerimi açtım.Nerdeyim?..Öğle mi akşam mı?15
gün boyunca kendi kendime ağlamışım.Derdimi de
anlatamıyorum.

Anlatsanız
deli diyecekler.Eee,sonra?..

Adamın çok
kalın bir sesi vardı.Korktum.

Erkekti yani.

Evet,beyazlar
giymişti,sakallıydı.

Tabuta falan
giriliyor mu?

Tabuta giren
bedeniniz.

Yine de
bedeninizi orada görüyor musunuz?

Aslında 'siz'olan
siz yukarıya yükseliyorsunuz.Ondan sonra arkanızda bıraktıklarınız
tamamen kurtulduğunuz şeyler.Tabuta girmek falan...Niye
ki?Ben tecrübeli olarak söylüyorum girmiyorsun.

Ne zaman
durumu anlattınız insanlara?

6 Ay sonra
anlattım.Kime anlattığımı hatırlamıyorum ama hemen
nöroloğuma gittim.Dedi ki,"Görmüş de
olabilirsin,görmemiş de.Gerçek de olabilir,olmayabilir
de.Onu artık sana bırakıyorum.

Siz ne
olarak kabul ediyorsunuz?

Ben gerçek
olduğunu düşünüyorum.Halüsinasyon gibi gelmiyor

Sonra ne
oldu?

Sonra bendeAcaba
benim görevim ne?bunalımı başladı.

Buldunuz mu?

Bir
kaset daha mı bekliyor bunlar acaba?"falan oldum.

Tam
reenkarnasyon mantığı.Böyle kitaplar okudunuz mu hiç

Hayır,okumadım.Bir
arkadaşım vardı askerde.Reenkarnasyon olayında çok yükselmiş
bir arkadaştı.İnsanoğlu işlenmiş bir elmasa
benzer.Her hayata gelişinde bir yüzünü parlatırsın derdi.Geçenlerde
Hande Bermek'le karşılaştım ve ona anlattım olayı."Hah,şimdi
anladım görevimiz neymiş dedi.

Neymiş?

ir örnek
verdi,hakikaten doğru.Evsiz barksız bir adam.Dilenci.Bir
avulatın kapısında duruyor.O avukat da onu girer çıkarken
görüyor ve para veriyor her akşam.Şimdi burada
dilencinin görevi dilenmek,parayı almak değil aslında.O
dilencinin görevi avukatın hislerini,egosunu tatmin
etmesi.Yani görev dediğiniz şeyin,görev olduğunu
bilemezsiniz.

VE RÖPORTAJ
DEVAM EDİYOR AMA,BİZİ İLGİLENDİREN KISIMI BU KADAR.

YORUM

Anlatmış
olduğu gerçek olabilir de olmayabilir de.Eğer doğruysa;görev
konusunda yanlış düşünüyor.Adamın ya da herhangi
bir varlığın omuzuna elini koyup senin görevin
bitmedi?sözünden şunu çıkartabilirim.Daha ölümün
yaklaşmadı.Ölümün bu olmayacak anlamında çıkartabilirim